Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Ali Er, "bazı kişilerin seyahat acentesi adı altında sadece turizm sezonunda çalıştıklarını ve tüketiciyi çeşitli vaatlerle aldattıklarını" ifade ederek, tatile çıkacakları uyardı.
Tatile çıkacak tüketicilerin öncelikle yasal seyahat acentelerini tercih etmesi gerektiğini söyleyen Er, "Çok fazla seyahat acentesi var. Cazip fiyatlar sunuyorlar. Tüketici fiyata aldanmasın. Tercih edeceği acenteyle ilgili ön araştırma yapsın" dedi.
KORSAN ŞİRKETLERE DİKKAT
Er, seyahat acentelerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgesi almak zorunda olduklarını belirterek, "Tüketici, tatil satın alacağı acenteye, işletme belgesini sormalı. Ayrıca acentenin TÜRSAB’a üye olup olmadığını kontrol etmeli" dedi.
Tüketicilerden en çok paket turlarla ilgili konularda şikayet aldıklarını belirten Er, şunları kaydetti:
"Bazı kişiler seyahat acentesi adı altında sadece turizm sezonunda çalışıyor. Sayıları oldukça fazla, yasal çalışan kadar yasa dışı çalışan şirket var. Küçük bir ofis tutup her yere ilan veriyor, sezon sonrası kapanıp gidiyorlar. Herhangi bir sorunla karşılaştığınızda muhatap bulamıyorsunuz. Şikayette bulunsanız bile ’Yetki belgesi olmayan şirketten neden tatil satın aldın?’ cevabıyla karşılaşıyorsunuz. Olan yine tüketiciye oluyor. Yetkililer denetimleri arttırmalı. Yazın ayda ortalama 50-60 şikayet alıyoruz."
"MUTLAKA SÖZLEŞME İMZALANMALI"
Acentelerin, paket tur başlamadan önce sözleşmeyi yazılı olarak hazırlayıp bir nüshasını tüketiciye vermeye yükümlü olduğunu anlatan Er, şöyle dedi:
"Tüketici, seyahat acentesiyle mutlaka sözleşme yapmalı. Sözleşme, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre düzenlenmeli ve bir nüshası tüketicide kalmalı. Seyahat öncesinde firma tarafından vaat edilen özellikler şifahen değil yazılı olarak sözleşmeye geçirilmeli.
Sözleşmede seyahatin başlangıç ve bitiş tarihinden duraklama yerlerine, ulaşım araçlarının niteliğinden araçta hangi koltuğa oturacağına, yemekten rehber ücretlerine, ödeme planından konaklanacak otelin sınıfına kadar bütün ayrıntılar yer almalı." Acentelerinin seyahat sigortası yapmaya zorunlu olduklarını anlatan Er, "Müşteriye taahhüt edilen hizmetler, acentenin iflası da dahil olmak üzere herhangi bir nedenle verilememesi, sigorta kapsamında. Tüketici, sigorta poliçesini okuyup imzalamalı. Poliçede sigorta şirketinin adı ve diğer bilgiler mutlaka olmalı" dedi.
"AKSAKLIKLARI BELGELEYİN"
Ali Er, tüketicinin seyahat esnasında oluşan aksaklıkları tarih, saat ve yer belirtilerek not almasının ileride oluşabilecek hukuki sürece katkı sağlayacağını kaydetti. Er, "Birçoğumuzun cep telefonu ile fotoğraf ya da görüntü çekme imkanı var. Karşılaşılan aksaklıkların kamera veya fotoğraf çekimi yapılmalı. Aksaklıkları belgeleyin, eğer mümkünse tatilinizi paylaştığınız kişilerle tüm olumsuzlukları tutanak altına alın. Bu, ileride oluşabilecek hukuki süreçte tüketicinin lehine olur" dedi.
Tüketicilerden otelin sınıfına ilişkin de çok sayıda şikayet aldıklarını anlatan Er, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazen tüketici ilan ya da reklamlarla yanlış yönlendiriliyor. Acente, gazete ya da internette verdiği ilanda 5 yıldızla otelde konaklama vadediyor. Tüketici sözleşmeye de bu şekilde imza atıyor ama gittiğinde daha düşük sınıflardaki bir otelle karşılaşıyor. Acenteler bunu bildikleri halde tüketiciyi kandırıyor. Bu durumda acente tüketiciye ek bir maliyet getirmeden eşdeğer alternatifler sunmak durumunda. Tüketici tatile devam etmek istemiyorsa acente aldığı parayı da geri ödemek koşuluyla ve ücretsiz olarak tüketicinin istediği yere ulaşımını sağlamak zorunda.
Acentenin sözleşmede yer alan hizmetlerden birini bile gerçekleştirmemesi durumunda tüketicinin sözleşmeyi feshetme hakkı var.
Tüketicinin, 2 yıl içerisinde Tüketici Sorunları Hakem Heyetine, Tüketici Mahkemelerine ve TÜRSAB’a başvurma hakkı var. Yasalar tüketicin yanında ama acenteler yanlı düzenlenmiş sözleşmelerle tüketiciyi bağlıyor."
"İLANI SAKLAYIN"
Ali Er, yayınlanan ticari reklam ve ilanların, kanunlar ve Reklam Kurulunca belirlenen ilkeler gereği doğru olması gerektiğini belirterek, "Reklam ve ilan veren, taahhüt ettiği hizmetleri yerine getirmek zorunda. Ancak ilana aykırı olarak farklı bir hizmet sunuyor ya da hizmeti hiç sunmuyorsa tüketici öncelikle satış yapan acenteye sorunu ileterek çözümünü istemeli" dedi. Er, şöyle dedi:
"Bazen otellerin tanıtımının gerçeği yansıtmıyor. Acenteler bunu bile bile müşteriyi yanlış yönlendiriyor. Tüketici gazetede gördüğü ilanı seyahatin sonuna kadar saklamalı. İnternetteki sayfayı indirmeli.
Hukuksal açıdan önemli bir dayanak olur.
Ülkemizde çalışanlar maalesef uzun vadeli tatil planları yapamıyor.
Zaten bir hafta izin almış. O haftayı da mahvetmek istemiyor ve çaresiz kendine sunulan hizmetlerle yetinmek zorunda kalıyor. Seyahat acenteleri bunu çok iyi kullanıyor."
"HER ŞEY DAHİL SİSTEMİNE DİKKAT"
Ali Er, "Her şey dahil" sistemiyle ilgili şikayetler de aldıklarını belirterek, "Yatak fiyatları düşük tutularak müşteri otele çekiliyor.
Otelde müşteriden değişik adlar altında para alınıyor. En küçük bir hizmet, ’Bu ekstraya giriyor’ denilerek yüksek fiyattan tüketiciye satılıyor. 1 YTL tutarındaki içeceğe, 5-10 YTL ödemek zorunda kalan tüketiciler ile karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Tüketicinin sözleşmeyi imzaladığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde hiç bir sebep göstermeksizin vazgeçme hakkı olduğunu ifade eden Er, "Vatandaşlarımız ayak üstü tatil satan, ’hediye tatil kazandınız’ ya da ’reklam amacıyla sizi tatile götürüyoruz’ diyen kişilere karşı dikkatli olsunlar" dedi.