SABAHLARI UYKUYLA SAVAŞAN, EĞLENCEYE YELKEN AÇAN GEVEZE, "DÜNYANIN EN ŞANSLI İNSANIYIM, PATRON EĞLENMEMİZ İÇİN BİZE PARA ÖDÜYOR" DEDİ
Sabah erken kalkın! Frekansınızı 100.0 Power FM'e ayarlayın. Uykuyu, mahmurluğu, sıkıntıları vestiyere bırakın ve Geveze'nin programına kulak verin. Geveze her gün 06.30'dan 10.00'a kadar, günlük gülme ihtiyacınızı karşılayacağının garantisini veriyor. Geveze programında üstatlarıyla, Kompela'sıyla sabahları keyifli kılıyor. Programların sonunda okuduğu hikâyeleriyle gülmelerinizin yerini düşünceler alıyor ve "Güldürürken düşündürür müyüm?" sorusuna cevap oluyor. Ama 38 yaşına gelmesine rağmen kadınları anlamış değil, "Onları anlamak mümkün değil" diyor. Sadece o değil, yetenekleri de konuşuyor; resim yapıyor, şarkı söylüyor, yelken sporuna meraklı, dereceleri bile var! Biz de Geveze'yle 'Titanic' pozunu verdiği, yarışlara katıldığı Blue Moon adlı teknede görüştük. Keyifli bir sohbete yelken açın. Karşınızda deniz, güneş ve 'Geveze'...
Radyo dünyasıyla nasıl tanıştınız?
16 senedir radyocuyum. 7 senedir Power FM'deyim. Müzisyenlik yapıyordum "Radyoda çalışır mısınız?" dediler, benim de çocukluk hayalimdi radyoculuk. 10 yaşındayken radyo vericileriyle uğraşıyordum. Böyle bir teklif gelince çok heyecanlandım ve öyle başladı.
Neden Geveze deniyor size?
Baha Boduroğlu koydu bu ismi. Programlarda çok konuşuyordum, Baha Abi "Amma gevezesin, senin ismin geveze olsun" dedi. Çok konuşurum programlar dışında da.
İsminizi açıklamıyorsunuz...
Geveze marka olsun istedim. Kendimi saklamıyorum. Ali desem, herkes Ali der ve esprisi kalmaz. Geveze olarak bilinmekten ve anılmaktan hoşlanıyorum.
Programlarınızda neler yapıyorsunuz?
Çeşitli karakterler var; üstatlar, Havayı Koklayan Adam, Kompela ve Nedim var. Eğlenceli oluyor, gülüyoruz. Kompela'yla yaptığımıza modern Tuluat diyebiliriz.
Nasıl hazırlanıyorsunuz programlara?
Metin yazarımız var ve metinleri beraber hazırlıyoruz. 2-3 saatlik ön hazırlıkla, 6-7 sayfa yazıyla programa başlıyoruz.
Çok eğleniyorsunuz. "Ne güzel iş" dedirtiyorsunuz...
Dünyanın en şanslı insanlardan biriyim. Patron her gün eğlenmemiz için para ödüyor! Her gün ruh durumum aynı olmuyor, kız arkadaşımla kavga etmiş olabiliyorum. Bazı sabahlar berbat gelebiliyorum, ama ordayım.
'Mikrofon büyüsü' her şeyi unutturuyor mu?
Şu anda sakinim, ama orada iyi karakter gidip bir canavara dönüşebiliyorsun. Tiyatro'dan tek farkı, oynamıyorsun. Her şey sahici. Sürekli gözlem yapıyorsun, yorumların gerçek, telefonda konuştuğun dinleyici de gerçekleri anlatıyor.
'Kadınları hâlâ anlayamadım' diyorsunuz...
Anlayamadım, ama bilmediğim birçok şeyi öğreniyorum. Türkiye'de Psikolog'a gitmiş kişi çok az. Sen sabahları bir iş yapıyorsun ve insanlar sana her şeyi gülerek, eğlenerek anlatıyor. "Eşimi aldattım abiii" diye başlıyor. Adlarını da bilmiyoruz, kadınlar Ayşe, erkekler de Ali'dir. Binlerce telefon konuşması yaptım, hayat hikâyeleri dinledim.
Unutamadığınız telefon görüşmesi hangisiydi?
Sevgiliniz için ne yapabilirsiniz? Konumuzdu. Bir kadın aradı. "Her şeyi yaparım" dedi. Kocası Çin'de çalışıyormuş, sonra Çin'den bir telefon geldi. "Kesin tesadüftür" dedim. İnternet üzerinden dinliyormuş, "Dinlediğiniz hanım, benim eşimdir" dedi. Sevgililer Günü'ydü, ikisini konuşturduk, bu çok güzeldi.
Radyo âleminde kalıcı olabilmek için sizce neler yapılmalı?
En zor pazarlanan ürün bu, tek düğmeyle pazarlıyorsunuz. Beğenmezse düğmeye basar, geçer. Hep iyi olman gerek, vazgeçilmemek için çok ders çalışmalısın. Gözlem yapmalısın.
Radyoculuğun dışında nelerle ilgileniyorsunuz?
Yarışlara katılıyoruz. Blue Moon teknemizin adı. 2 senedir yarışıyoruz. Geçen sene 1. olduk. Şarkı söylüyoruz Bay J ile. Motosiklet tutkum, resimler yapıyorum. Hikâyeler derliyorum. 6 kitabım var. Birçoğu anlatılan hikâyelerden derleme. İçlerinde benim yazdığım hikâyeler de var.
Dinleyicilerle iletişiminiz nasıl?
Saçını başını yolanlar yok ama, tepkiler güzel! Kız arkadaşımla yürüyordum. Güzel bir kız koşarak geldi, dudaklarımdan öptü, "Seni çok seviyorum" dedi. Kendime gelemedim, dondum! Aklım kulaklarımdan aktı! Kız, "Öptüm onu iştee" diyerek uzaklaştı. Olay sonunda papaz olduk kız arkadaşımla. En ilginci buydu!
'Kadınları anlayamadım'
Kadınları hâlâ anlayamadım! Eski kız arkadaşımla Angelina Jolie'nin filmini seyrediyoruz. Tombidik bir hatun, "Aşkım hangimiz güzeliz?" diyor. "Tabi ki 'O' aşkımmm" diyesi geliyor insanın, ama "Sen güzelsin" deniyor. Yalan! Söyleyen de inanmıyor, söyleten de!
'Aşkım ne düşünüyorsun?'
"Aşkım ne düşünüyorsun?" O anda arabanın alarmı açık mı?, kredi kartına para yatırdım mı acaba? bunları düşünüyorsun, ama "Seni, seni" diyorsun. O da biliyor yalan olduğunu, ama karşılıklı oynanıyor! Kadınlar, erkeklerin kendileri gibi düşünmelerini istiyorlar.